Sınav kaygısı ve başa çıkma yöntemi
1 sayfadaki 1 sayfası
Sınav kaygısı ve başa çıkma yöntemi
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YÖNTEMİ
ÖSS maratonuna hazırlanan çoğu öğrenci, beklentilerin fazlalığı, derslerin yoğunluğu, birde bunların üstesinden nasıl gelineceğinin bilinememesi sonucu bıkkınlık, yorgunluk ve isteksizlik duyarak ders çalışmayı bırakır yada çalıştığı ders'ten verim alamaz. Aslında bu süreçte yer alan herkesin dönem dönem yaşadığı bu usanma ve karamsarlık duygusu son derece normaldir. Gereksiz olan bu duygular karşısında ümitsizliğe kapılmak, kendinizi çaresiz ve güçsüz hissederek çalışmayı ve mücadeleyi bırakmaktır.
Aslında belli oranda kaygı duymanın hiçbir zararı yoktur. Çünkü bir işin heyecanını duymazsanız o işte başarıyı yakalayacak motivasyonu elde edemezsiniz. Burada önemli olan var olan kaygıyı sıfırlamak değildir. Başarılı olabilmek için kontrol edilmiş kaygının da olması gerekmektedir. Bu anlamda kaygınızı kontrol edebilmek için şu soruları kendinize sorarak işe başlamalısınız:
Beni neler kaygılandırıyor?
Niçin kaygılandırıyor?
Kaygılandığım sırada neler düşünüyorum?
Sizi Olumsuz Etkileyen Kişilerle Birlikte Olmaktan Kaçının
Bazı insanlarla birlikte olmak, size mutluluk verirken, bazıları ile birlikte olmak sizi huzursuz edebilir. Böyle kişilerin size huzursuzluk vermelerinin sebebi felaket tellallığı yapmalarındandır. "Bakalım bu senede Sınavı kazanabilecekmisin.","Yok, yok zaten çok çalışmıyorsun o yüzden kazanamazsın.", "Teyzenin oğlu, komşunun kızı geçen sene şu bölüme yerleşti bakalım sen yerleşebilecekmisin.", "Bu senede boşuna çalışıyorsun." Çevrenizdeki insanlardan bu ve buna benzer yaklaşımlar duyduğunuzda elbette kaygınız artacaktır. Dolayısıyla zorunlu olmadıkça böyle kişilerle birlikte olmaktan kaçının. Eğer bu mümkün değilse kulağınızı kapayıp duyarsızlaşın.
İçinizdeki Sizle İyi Geçinin
"Acaba bu sene sınavı kazanabilecekmiyim?", "Kazanamazsam mahvolurum", "Annemin babamın yüzüne nasıl bakarım", "Arkadaşlarımın içine nasıl çıkarım?". İçinizde bu tür düşünceler dalgalanmaya başladığında, kendinize şu soruları sorun:
Böyle düşünmem için bir sebep var mı?
Bu tür düşüncelerin ders çalışmama katkısı var mı?
Dersi daha iyi anlamama sebep oluyor mu?
Daha iyi ne düşünebilirim?
Bu soruları sorarken kendinizle çatışmaya girmeyin. Zor bir insanı ikna ederken kullandığınız üslubu kullanın, nazik olun ve işinize yarayan alternatifler üretin.
Olumsuz Düşünceleri Fark Ederek Onları Yeniden Yapılandırın
Tek başına iyi yada kötü olay yoktur. Bir olayın iyi yada kötü olması sizin değerlendirme biçiminizle ilgili bir durumdur. Dolayısıyla siz her olayı olumsuz yönleriyle görmeye başlarsanız, kaygıya da davetiye çıkarmış olursunuz. Onun için bir durumla ilgili sadece olumsuz düşünceleri ön plana çıkararak kendinizi eleştiri bombardımanına tutarsanız, bu yorumların etkisiyle kaçınılmaz bir şekilde kaygı sonuçlarını yaşarsınız. Kendinize karşı katı, acımasız ve yargılayıcı cümleler sarf etmek yerine daha ılımlı cümleler seçmelisiniz. Örneğin "Dün affedilmez bir yanlış yaptım." demek yerine "Dün tekrar yapabileceğim bir yanlışın farkına vardım." cümlesini tercih edin.
Mükemmelliği Aramayın
Mükemmellik diye bir şey yoktur. Her işte kendinizi mükemmelliğe göre programlamayın. Eğer kendinizi mükemmelliğe göre programlarsanız kaygı düzeyinizin arttığını göreceksiniz. Çünkü hiç bir işinizin mükemmel gitmediğini göreceksiniz. Bir işe başlarken yapabileceğiniz oranda en iyisini yapmaya çalışın. O zaman kendinizi daha rahat hissedeceksiniz.
Olmasını İstemediğiniz Olayları Zihninizden Geçirmeyin
Endişe,beyninizde olumsuz sonuçlara giden ince bir hat açar. Bu hat tekrar tekrar düşünülerek kalınlaşır. Pek çok olumlu fikirler çizgilerini belirginleştirmeden bu kanalın akıntısında kaybolurlar. yarın olabilecek olumsuz durumların sonuçlarından kaygılanarak kurtulmanız mümkün değildir. Hem bu kaygıları sürekli biçimde beyninizde tekrar etmek sizi bloke edecektir.
"Korktuğum şey başıma geldi." ifadesini sık sık duymuşsunuzdur. Kişi, zihninden geçen olumsuz bir beklentiyi belirginleştirerek (Oluşması için bilinçsiz bir çaba sarf ederek) olayın gerçekleşmesine de katkıda bulunmuştur. Mesela, "Sınavda soruları vaktinde bitiremezsem." şeklinde kaygı yaşıyorsanız kaygılarınız sizi haklı çıkarır ve her seferinde vakit yetmez ve bunun kaygısını yaşarsınız. "Vaktinde bitiremeyeceğim." şeklinde düşünmek yerine, "Vaktinde bitirmek için gerekli tedbirleri aldım. Bu durumda hiç bir şey ters gitmeyecek." şeklinde pozitif düşünün.
Felaket Tellallığı Yapmayın
Aklınızdan geçen kelimelere olduğu kadar ağzınızdan çıkanlara da dikkat etmelisiniz.
"Üf, konuları nasıl yetiştireceğim?", "Kahretsin bende kafamı kaldı.", "Kafam basmıyor.", "Çalışıyorum çalışıyorum yapamıyorum.", "Sınavdan nefret ediyorum.", "Ben aptalın , geri zekalının biriyim." gibi cümleleri ne sesli, nede sessiz söyleyin. Sizden aklınızdan geçen kelimeleri yok saymanız istenmiyor, sadece onları yeniden yapılandırmayı denemeniz öneriliyor.
ÖSS maratonuna hazırlanan çoğu öğrenci, beklentilerin fazlalığı, derslerin yoğunluğu, birde bunların üstesinden nasıl gelineceğinin bilinememesi sonucu bıkkınlık, yorgunluk ve isteksizlik duyarak ders çalışmayı bırakır yada çalıştığı ders'ten verim alamaz. Aslında bu süreçte yer alan herkesin dönem dönem yaşadığı bu usanma ve karamsarlık duygusu son derece normaldir. Gereksiz olan bu duygular karşısında ümitsizliğe kapılmak, kendinizi çaresiz ve güçsüz hissederek çalışmayı ve mücadeleyi bırakmaktır.
Aslında belli oranda kaygı duymanın hiçbir zararı yoktur. Çünkü bir işin heyecanını duymazsanız o işte başarıyı yakalayacak motivasyonu elde edemezsiniz. Burada önemli olan var olan kaygıyı sıfırlamak değildir. Başarılı olabilmek için kontrol edilmiş kaygının da olması gerekmektedir. Bu anlamda kaygınızı kontrol edebilmek için şu soruları kendinize sorarak işe başlamalısınız:
Beni neler kaygılandırıyor?
Niçin kaygılandırıyor?
Kaygılandığım sırada neler düşünüyorum?
Sizi Olumsuz Etkileyen Kişilerle Birlikte Olmaktan Kaçının
Bazı insanlarla birlikte olmak, size mutluluk verirken, bazıları ile birlikte olmak sizi huzursuz edebilir. Böyle kişilerin size huzursuzluk vermelerinin sebebi felaket tellallığı yapmalarındandır. "Bakalım bu senede Sınavı kazanabilecekmisin.","Yok, yok zaten çok çalışmıyorsun o yüzden kazanamazsın.", "Teyzenin oğlu, komşunun kızı geçen sene şu bölüme yerleşti bakalım sen yerleşebilecekmisin.", "Bu senede boşuna çalışıyorsun." Çevrenizdeki insanlardan bu ve buna benzer yaklaşımlar duyduğunuzda elbette kaygınız artacaktır. Dolayısıyla zorunlu olmadıkça böyle kişilerle birlikte olmaktan kaçının. Eğer bu mümkün değilse kulağınızı kapayıp duyarsızlaşın.
İçinizdeki Sizle İyi Geçinin
"Acaba bu sene sınavı kazanabilecekmiyim?", "Kazanamazsam mahvolurum", "Annemin babamın yüzüne nasıl bakarım", "Arkadaşlarımın içine nasıl çıkarım?". İçinizde bu tür düşünceler dalgalanmaya başladığında, kendinize şu soruları sorun:
Böyle düşünmem için bir sebep var mı?
Bu tür düşüncelerin ders çalışmama katkısı var mı?
Dersi daha iyi anlamama sebep oluyor mu?
Daha iyi ne düşünebilirim?
Bu soruları sorarken kendinizle çatışmaya girmeyin. Zor bir insanı ikna ederken kullandığınız üslubu kullanın, nazik olun ve işinize yarayan alternatifler üretin.
Olumsuz Düşünceleri Fark Ederek Onları Yeniden Yapılandırın
Tek başına iyi yada kötü olay yoktur. Bir olayın iyi yada kötü olması sizin değerlendirme biçiminizle ilgili bir durumdur. Dolayısıyla siz her olayı olumsuz yönleriyle görmeye başlarsanız, kaygıya da davetiye çıkarmış olursunuz. Onun için bir durumla ilgili sadece olumsuz düşünceleri ön plana çıkararak kendinizi eleştiri bombardımanına tutarsanız, bu yorumların etkisiyle kaçınılmaz bir şekilde kaygı sonuçlarını yaşarsınız. Kendinize karşı katı, acımasız ve yargılayıcı cümleler sarf etmek yerine daha ılımlı cümleler seçmelisiniz. Örneğin "Dün affedilmez bir yanlış yaptım." demek yerine "Dün tekrar yapabileceğim bir yanlışın farkına vardım." cümlesini tercih edin.
Mükemmelliği Aramayın
Mükemmellik diye bir şey yoktur. Her işte kendinizi mükemmelliğe göre programlamayın. Eğer kendinizi mükemmelliğe göre programlarsanız kaygı düzeyinizin arttığını göreceksiniz. Çünkü hiç bir işinizin mükemmel gitmediğini göreceksiniz. Bir işe başlarken yapabileceğiniz oranda en iyisini yapmaya çalışın. O zaman kendinizi daha rahat hissedeceksiniz.
Olmasını İstemediğiniz Olayları Zihninizden Geçirmeyin
Endişe,beyninizde olumsuz sonuçlara giden ince bir hat açar. Bu hat tekrar tekrar düşünülerek kalınlaşır. Pek çok olumlu fikirler çizgilerini belirginleştirmeden bu kanalın akıntısında kaybolurlar. yarın olabilecek olumsuz durumların sonuçlarından kaygılanarak kurtulmanız mümkün değildir. Hem bu kaygıları sürekli biçimde beyninizde tekrar etmek sizi bloke edecektir.
"Korktuğum şey başıma geldi." ifadesini sık sık duymuşsunuzdur. Kişi, zihninden geçen olumsuz bir beklentiyi belirginleştirerek (Oluşması için bilinçsiz bir çaba sarf ederek) olayın gerçekleşmesine de katkıda bulunmuştur. Mesela, "Sınavda soruları vaktinde bitiremezsem." şeklinde kaygı yaşıyorsanız kaygılarınız sizi haklı çıkarır ve her seferinde vakit yetmez ve bunun kaygısını yaşarsınız. "Vaktinde bitiremeyeceğim." şeklinde düşünmek yerine, "Vaktinde bitirmek için gerekli tedbirleri aldım. Bu durumda hiç bir şey ters gitmeyecek." şeklinde pozitif düşünün.
Felaket Tellallığı Yapmayın
Aklınızdan geçen kelimelere olduğu kadar ağzınızdan çıkanlara da dikkat etmelisiniz.
"Üf, konuları nasıl yetiştireceğim?", "Kahretsin bende kafamı kaldı.", "Kafam basmıyor.", "Çalışıyorum çalışıyorum yapamıyorum.", "Sınavdan nefret ediyorum.", "Ben aptalın , geri zekalının biriyim." gibi cümleleri ne sesli, nede sessiz söyleyin. Sizden aklınızdan geçen kelimeleri yok saymanız istenmiyor, sadece onları yeniden yapılandırmayı denemeniz öneriliyor.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz