Bankalar en kötüye hazırlıklı olmalı'
1 sayfadaki 1 sayfası
Bankalar en kötüye hazırlıklı olmalı'
Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Özince, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de büyüme yavaşlarken ve uluslararası piyasalarda sıkıntı varken bankacılık sektörünün büyümesinin sağlıksız olacağını, bu nedenle 2008'in de 2007 gibi bir yıl olmasını tahmin ettiğini belirtti.
Sektöre ilişkin aşırı olumsuz düşünce içinde olmadığını, ancak sadece gelişmenin yavaşlayacağına işaret etmek istediğini dile getiren Özince, ''Bankacılık sektörü 2006 yılını arayacak, aramaya devam edecek. Ne zaman 2006 ve ondan önceki bir iki yıl gibi bir dönemi tekrar yakalarız bilmiyorum'' görüşünü aktardı.
Türk bankalarının içinde bulunulan ortamda zaten oldukça dikkatli davrandıklarının altını çizen Özince, şöyle devam etti:
''Türk bankacılık sistemi bu nedenle (global krizden) az etkilendi ve oldukça güçlü bir görünüm sergiliyor. Benim herhangi bir bankaya akıl verebilecek durumum yok. Ama bir bankanın en kötüye her an hazırlıklı olması gerekir. Buradaki en önemli konu, likidite ve risk yönetimidir. En başta bunların dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Dikkatli olmamız lazım. Bizim, en olumsuz koşulları Türkiye yaşayabilirmiş gibi olmamız lazım. Çünkü Türkiye bankacılık sektörü geçmişte yeterince ders aldı. Yeni olumsuzlukları bir tek bankamızda dahi görmememiz gerekir.''
-''TÜRKİYE'DE TABLO SIK DEĞİŞEBİLİYOR''-
Ersin Özince, Türkiye'de tablonun sık değişebildiğine, bunun siyaset ve siyasi dalgalanmalar nedeniyle de olabildiğine dikkat çekerek, ''Bu nedenle uzun vadeli şimdiden yıl sonunu öngörecek bir düşünce içinde olmam mümkün değil'' dedi.
Kimilerinin Türkiye'de bankacılık sektöründe yüzde 30 civarında büyümeler öngördüklerine işaret eden Özince, ''Ben bu çapta bir büyüme gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Ama mahcup olmayı da çok arzu ediyorum. İnşallah yüzde 30 ve daha fazla büyür, ben hatalı olayım. Kanaatim yüzde 20'ler civarında büyümeler olsa buna başarı denilebilir. Bu bile iyi bir büyüme oranı diye düşünenler olabilir. Ama ben buna katılmıyorum. Çünkü bankacılık aslında önü açıldığında çok daha gelişebilecek bir alan. Bu konuda da yapılmasını artık sabırsızlıkla beklediğimiz İstanbul'un finans merkezi projesinin tez elden hayata geçirilmesi önemli'' şeklinde konuştu.
-''FELAKET SENARYOSUNA İNANMIYORUM''-
Özince, AK Partinin kapatılma davası ve bunun ekonomiye etkilerine ilişkin olarak da şu anda böyle olumsuz bir beklentisinin olmadığını söyleyerek, şöyle devam etti:
''Böyle bir durumu dahi bugün itibariyle oldukça iyi yönetebildiğimiz kanaatindeyim. Üzerine birçok tartışmalar olmakla beraber bunlar hepimizin deneyimini artırıyor, demokrasi kültürümüzü geliştiriyor kanısındayım. Öte yandan Meclis ve hükümet de bazı önemli işleri sürdürebiliyor. Tabii bunların çok daha yüksek performansla yürümesini gönül arzu eder ama son günlerde sosyal güvenlik reformuna ilişkin yasanın çıkması buna güzel bir örnek oldu. Dolayısıyla ben bir felaket senaryosuna, bu siyasi sıkıntıdan dolayı işin daha da kötüleşeceğine inanmıyorum. Daha doğrusu içimden öyle geçiyor, öyle arzu ediyorum. Dilerim bu konuda haksız çıkmam.''
Ticari sır ve banka sırrı hakkındaki kanun tasarısına ilişkin de Özince, Türkiye'nin bankacılık sisteminde uluslararası normları kabul eden, sektörün kapısını uluslararası yatırımcılara ardına kadar açmış bir ülke olarak bu konudaki tüm düzenlemesini uluslararası iyi örnekler doğrultusunda yapması gerektiğini söyledi.
Ersin Özince, ''AB'de en liberal ülkelerde durum neyse, ben ona uygun bir düzenleme yapılması gerektiği kanaatindeyim. Aksi, Türkiye'ye atılan çelmelerden bir tanesi olur. Ümit ediyorum AB normları doğrultusunda Türk bankacılık sektörünü geliştirecek bir düzenleme olur'' dedi.
Sektöre ilişkin aşırı olumsuz düşünce içinde olmadığını, ancak sadece gelişmenin yavaşlayacağına işaret etmek istediğini dile getiren Özince, ''Bankacılık sektörü 2006 yılını arayacak, aramaya devam edecek. Ne zaman 2006 ve ondan önceki bir iki yıl gibi bir dönemi tekrar yakalarız bilmiyorum'' görüşünü aktardı.
Türk bankalarının içinde bulunulan ortamda zaten oldukça dikkatli davrandıklarının altını çizen Özince, şöyle devam etti:
''Türk bankacılık sistemi bu nedenle (global krizden) az etkilendi ve oldukça güçlü bir görünüm sergiliyor. Benim herhangi bir bankaya akıl verebilecek durumum yok. Ama bir bankanın en kötüye her an hazırlıklı olması gerekir. Buradaki en önemli konu, likidite ve risk yönetimidir. En başta bunların dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Dikkatli olmamız lazım. Bizim, en olumsuz koşulları Türkiye yaşayabilirmiş gibi olmamız lazım. Çünkü Türkiye bankacılık sektörü geçmişte yeterince ders aldı. Yeni olumsuzlukları bir tek bankamızda dahi görmememiz gerekir.''
-''TÜRKİYE'DE TABLO SIK DEĞİŞEBİLİYOR''-
Ersin Özince, Türkiye'de tablonun sık değişebildiğine, bunun siyaset ve siyasi dalgalanmalar nedeniyle de olabildiğine dikkat çekerek, ''Bu nedenle uzun vadeli şimdiden yıl sonunu öngörecek bir düşünce içinde olmam mümkün değil'' dedi.
Kimilerinin Türkiye'de bankacılık sektöründe yüzde 30 civarında büyümeler öngördüklerine işaret eden Özince, ''Ben bu çapta bir büyüme gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Ama mahcup olmayı da çok arzu ediyorum. İnşallah yüzde 30 ve daha fazla büyür, ben hatalı olayım. Kanaatim yüzde 20'ler civarında büyümeler olsa buna başarı denilebilir. Bu bile iyi bir büyüme oranı diye düşünenler olabilir. Ama ben buna katılmıyorum. Çünkü bankacılık aslında önü açıldığında çok daha gelişebilecek bir alan. Bu konuda da yapılmasını artık sabırsızlıkla beklediğimiz İstanbul'un finans merkezi projesinin tez elden hayata geçirilmesi önemli'' şeklinde konuştu.
-''FELAKET SENARYOSUNA İNANMIYORUM''-
Özince, AK Partinin kapatılma davası ve bunun ekonomiye etkilerine ilişkin olarak da şu anda böyle olumsuz bir beklentisinin olmadığını söyleyerek, şöyle devam etti:
''Böyle bir durumu dahi bugün itibariyle oldukça iyi yönetebildiğimiz kanaatindeyim. Üzerine birçok tartışmalar olmakla beraber bunlar hepimizin deneyimini artırıyor, demokrasi kültürümüzü geliştiriyor kanısındayım. Öte yandan Meclis ve hükümet de bazı önemli işleri sürdürebiliyor. Tabii bunların çok daha yüksek performansla yürümesini gönül arzu eder ama son günlerde sosyal güvenlik reformuna ilişkin yasanın çıkması buna güzel bir örnek oldu. Dolayısıyla ben bir felaket senaryosuna, bu siyasi sıkıntıdan dolayı işin daha da kötüleşeceğine inanmıyorum. Daha doğrusu içimden öyle geçiyor, öyle arzu ediyorum. Dilerim bu konuda haksız çıkmam.''
Ticari sır ve banka sırrı hakkındaki kanun tasarısına ilişkin de Özince, Türkiye'nin bankacılık sisteminde uluslararası normları kabul eden, sektörün kapısını uluslararası yatırımcılara ardına kadar açmış bir ülke olarak bu konudaki tüm düzenlemesini uluslararası iyi örnekler doğrultusunda yapması gerektiğini söyledi.
Ersin Özince, ''AB'de en liberal ülkelerde durum neyse, ben ona uygun bir düzenleme yapılması gerektiği kanaatindeyim. Aksi, Türkiye'ye atılan çelmelerden bir tanesi olur. Ümit ediyorum AB normları doğrultusunda Türk bankacılık sektörünü geliştirecek bir düzenleme olur'' dedi.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz