Tekbir Giyim'e kapatma davası!
1 sayfadaki 1 sayfası
Tekbir Giyim'e kapatma davası!
Tekbir’in, İslamiyet’te önemli bir kavram” olduğunu belirten ilahiyat uzmanları, açtıkları davada ‘İslami kavramlar marka olarak kullanılamaz’ diyor. Tekbir’in sahibi Mustafa Karaduman’ın “Üç karım var kime ne?” açıklaması da ilahiyat hocalarını kızdırdı
Yaptığı ‘tesettür defilesi” ile kamuoyunun gündemine oturan, ardından da “üç karım var, kime ne” röportajıyla konuşulan Tekbir Giyim’in sahibi Mustafa Karaduman’ın başı ilahiyat hocalarıyla dertte. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Güler ile İslamiyat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Bayraktar, Tekbir Giyim’in marka tescilinin iptal edilmesi için İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’ne dava açtı. İslami isimlerin marka olarak kullanılamayacağını öne süren ilahiyat uzmanları, Mustafa Karaduman’ın Tekbir ismini kullanmasının yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesini istiyor. Daha önce Bülent Arınç’ın da avukatlığını yapan Yakup Erikel aracılığıyla açılan davanın gerekçesinde “İslam dininin temeli, tevhid inancının ifadesi ve namaz ibadetinin bir rüknü olan tekbir kelimesi, davalı şirket tarafından ticari bir marka haline getirilmiştir. Dini bir kavram olan ‘tekbir’ kelimesinin ticarette marka olarak kullanılması, kutsal dini kavramların manevi içeriğinin tahrip edilmesine, din istismarı sonucu haksız ticari kazanç elde edilmesine, kutsal kabul edilen bir kavramın marka haline getirilerek, muadil markalar karşısında haksız rekabetin oluşmasına neden olmaktadır” deniliyor.
MEVLANA MARKASI YASAK
Davanın içeriğinin teknik olduğunu söyleyen Erikel, “Çok hassas bir dava, Eğer teknik sorun yaşanmaz ve İstanbul’daki mahkemeler yoğun değilse
6-7 ay içinde davanın lehimize sonuçlanacağını düşünüyorum” dedi. Avukat Yakup Erikel “Bugüne kadar böyle bir dava görülmedi. Ancak yasa gereği topluma mâlolmuş manevi değeri olan isim ve deyimlerin marka olarak kullanılmasına izin verilmiyor. Örneğin Mevlana adını ticari olarak kullanmak ve tescil ettirmek isteyenlere izin verilmiyor” diyor.
Dava ‘İhlas’ için de emsal olabiliir
TÜRKİYE’DE daha önce buna benzer bir dava olmadığını ifade eden Yakup Erikel, “Tekbir dışında başka isimler de kullanılıyor, davayı kazanırsak emsal olabilir, maneviyatı istismar eden herkesle mücadele edeceğiz” dedi. Erikel “Bu dava İhlas için de geçerli olabilir mi” sorumuza “Herkes için olabilir” yanıtını verdi. Şirketin “tekbir” adını kullanmasının müvekkillerini rencide ettiğini dava dilekçesinde belirten Erikel, “Toplumun büyük kısmının da rencide olduğu kanaatindeyiz” dedi. İnternette arama motorlarında “tekbir” yazıldığında dini içeriğinin yerine şirketle ilgili haberlerin, defilelerin çıktığı belirtiyor.
İlahiyatçılar 100 rapor sunacak
MÜVEKKİLLERİNİN ilahiyat konusunda akademik kişiler olduğunu belirten Yakup Erikel, “Müvekkillerim bu durumdan uzun zamandır rahatsızlık duyuyordu. Ancak firmanın son yaptığı defile ve sahibinin açıklamaları müvekkillerimi çok rahatsız etti. İslami bir ismi kullanarak İslamiyet adına olumsuz bir kanaat oluşmasına yol açılıyor. İsmail Bayraktar ve İlhami Güler İslamiyet konusunda çok bilgili kişiler, mahkeme için hazırlık yapıyorlar. 100’e yakın bilirkişi raporu sunacağız mahkemeye, bu konuda çok ciddi çalışıyoruz. Manevi değerleri kendi adına kullanan kişilere engel olmak istiyoruz. İşletmelerin fikri yapısı olmamalıdır” dedi.
Yaptığı ‘tesettür defilesi” ile kamuoyunun gündemine oturan, ardından da “üç karım var, kime ne” röportajıyla konuşulan Tekbir Giyim’in sahibi Mustafa Karaduman’ın başı ilahiyat hocalarıyla dertte. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Güler ile İslamiyat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Bayraktar, Tekbir Giyim’in marka tescilinin iptal edilmesi için İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’ne dava açtı. İslami isimlerin marka olarak kullanılamayacağını öne süren ilahiyat uzmanları, Mustafa Karaduman’ın Tekbir ismini kullanmasının yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesini istiyor. Daha önce Bülent Arınç’ın da avukatlığını yapan Yakup Erikel aracılığıyla açılan davanın gerekçesinde “İslam dininin temeli, tevhid inancının ifadesi ve namaz ibadetinin bir rüknü olan tekbir kelimesi, davalı şirket tarafından ticari bir marka haline getirilmiştir. Dini bir kavram olan ‘tekbir’ kelimesinin ticarette marka olarak kullanılması, kutsal dini kavramların manevi içeriğinin tahrip edilmesine, din istismarı sonucu haksız ticari kazanç elde edilmesine, kutsal kabul edilen bir kavramın marka haline getirilerek, muadil markalar karşısında haksız rekabetin oluşmasına neden olmaktadır” deniliyor.
MEVLANA MARKASI YASAK
Davanın içeriğinin teknik olduğunu söyleyen Erikel, “Çok hassas bir dava, Eğer teknik sorun yaşanmaz ve İstanbul’daki mahkemeler yoğun değilse
6-7 ay içinde davanın lehimize sonuçlanacağını düşünüyorum” dedi. Avukat Yakup Erikel “Bugüne kadar böyle bir dava görülmedi. Ancak yasa gereği topluma mâlolmuş manevi değeri olan isim ve deyimlerin marka olarak kullanılmasına izin verilmiyor. Örneğin Mevlana adını ticari olarak kullanmak ve tescil ettirmek isteyenlere izin verilmiyor” diyor.
Dava ‘İhlas’ için de emsal olabiliir
TÜRKİYE’DE daha önce buna benzer bir dava olmadığını ifade eden Yakup Erikel, “Tekbir dışında başka isimler de kullanılıyor, davayı kazanırsak emsal olabilir, maneviyatı istismar eden herkesle mücadele edeceğiz” dedi. Erikel “Bu dava İhlas için de geçerli olabilir mi” sorumuza “Herkes için olabilir” yanıtını verdi. Şirketin “tekbir” adını kullanmasının müvekkillerini rencide ettiğini dava dilekçesinde belirten Erikel, “Toplumun büyük kısmının da rencide olduğu kanaatindeyiz” dedi. İnternette arama motorlarında “tekbir” yazıldığında dini içeriğinin yerine şirketle ilgili haberlerin, defilelerin çıktığı belirtiyor.
İlahiyatçılar 100 rapor sunacak
MÜVEKKİLLERİNİN ilahiyat konusunda akademik kişiler olduğunu belirten Yakup Erikel, “Müvekkillerim bu durumdan uzun zamandır rahatsızlık duyuyordu. Ancak firmanın son yaptığı defile ve sahibinin açıklamaları müvekkillerimi çok rahatsız etti. İslami bir ismi kullanarak İslamiyet adına olumsuz bir kanaat oluşmasına yol açılıyor. İsmail Bayraktar ve İlhami Güler İslamiyet konusunda çok bilgili kişiler, mahkeme için hazırlık yapıyorlar. 100’e yakın bilirkişi raporu sunacağız mahkemeye, bu konuda çok ciddi çalışıyoruz. Manevi değerleri kendi adına kullanan kişilere engel olmak istiyoruz. İşletmelerin fikri yapısı olmamalıdır” dedi.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz