Niçin Her İnsanın Sesi Farklı?
1 sayfadaki 1 sayfası
Niçin Her İnsanın Sesi Farklı?
İnsan sesi, daha doğrusu insan konuşması oluşurken katkıda bulunan o kadar
çok şey vardır ki, bunlar bir araya gelince iki insanın konuşmasının aynı olma
ihtimali yok denecek kadar azdır. Hatta her bireyin konuşması o kadar kendine
özgüdür ki, telefonda sesin alttan ve üstten belirli frekansları yok edilmesine
rağmen, açar açmaz 'merhaba' deyişinden karşımızdaki kişiyi tanıyabiliriz.
Sesimizin oluşmasının ana nedeni şüphesiz ses tellerimizdir. Ses tellerinin boyu
sesimizin kalınlığını belirler. Ne kadar uzunsalar ses o kadar ince çıkar.
Kadınların erkeklere göre avantajları ses tellerinin daha uzun olmalarıdır. Tabii
ki ses tellerimiz sesimizin tınısını tek başlarına belirleyemezler. Dudağımız,
dişlerimiz, dilimiz olmasaydı ortaya anlaşılmaz rahatsız edici bir gürültü çıkardı.
Konuşurken nefes veririz. Bu nefes konuşmanın karakteristiğini etkileyen en az
11 noktadan geçer. Ayrıca kişinin karakteri, havanın akışı ve hızı, ağız ve dudak
yapısı da konuşmada etkin faktörlerdir. Ancak tüm konuşma olayının
organizatörü beyindeki bir bölgedir. Burada düşüncenin ana yapısı oluşturulur,
kulak ve gözlerden gelen sinyallerle birleştirilir ve boğaza sinyal olarak
gönderilir.
Hayvanlarda ise beyinde böyle bir bölge yoktur. Bazı papağan, muhabbet kuşu
hatta karga türlerinin konuşmaları onların ezberleme ve tekrar edebilme
yetenekleridir. Bilinçli bir konuşma söz konusu değildir. Genetik olarak insana
en yakın olan şempanzelerin bile dil ve damak yapıları nedeni ile insan gibi
konuşmaları mümkün değildir.
Dünyanın dört bir yanında farklı lisanlar konuşuluyor ama tüm bu insanlar
ağızlarında benzer sesler çıkarıyorlar. Her iki dudakları ile T' ve 'B', dudak ve
dişleri ile 'F' ve 'V, dilin ön kısmı ile 'T' ve 'D', dilin arka kısmı ile de 'K' ve 'G'
seslerini çıkarıyorlar.
Dilin ilk insanlarda, işbirliği daha doğrusu kültür ve bilgileri gelecek nesillere
aktarma ihtiyacından doğduğu sanılıyor. Günümüze kadar altı bin dil
geliştirilmiş. Dünyadaki bütün dillerin tek ortak yanı, en çok kullanılan
kelimelerin daha az sayıda harfle yazılmalarıdır. Altay dilleri ailesine giren
Türkçe'mizde bazı ilginç özellikler var. Bir kere cisimleri dişi ve erkek olarak
ayırmıyoruz, ses uyumu var ve bir ad veya fiil kökünden değişik eklerle yeni
kelimeler türetebiliyoruz.
İnsan yüzündeki kaş, göz, burun, ağız ve diğer şekillerin çok az fark
göstermelerine rağmen hepsi birleşince nasıl bir insan diğerine benzemiyorsa,
oluşumunda katkıda bulunan şeylerin çeşitliliği açısından konuşmamız da
öyledir.
çok şey vardır ki, bunlar bir araya gelince iki insanın konuşmasının aynı olma
ihtimali yok denecek kadar azdır. Hatta her bireyin konuşması o kadar kendine
özgüdür ki, telefonda sesin alttan ve üstten belirli frekansları yok edilmesine
rağmen, açar açmaz 'merhaba' deyişinden karşımızdaki kişiyi tanıyabiliriz.
Sesimizin oluşmasının ana nedeni şüphesiz ses tellerimizdir. Ses tellerinin boyu
sesimizin kalınlığını belirler. Ne kadar uzunsalar ses o kadar ince çıkar.
Kadınların erkeklere göre avantajları ses tellerinin daha uzun olmalarıdır. Tabii
ki ses tellerimiz sesimizin tınısını tek başlarına belirleyemezler. Dudağımız,
dişlerimiz, dilimiz olmasaydı ortaya anlaşılmaz rahatsız edici bir gürültü çıkardı.
Konuşurken nefes veririz. Bu nefes konuşmanın karakteristiğini etkileyen en az
11 noktadan geçer. Ayrıca kişinin karakteri, havanın akışı ve hızı, ağız ve dudak
yapısı da konuşmada etkin faktörlerdir. Ancak tüm konuşma olayının
organizatörü beyindeki bir bölgedir. Burada düşüncenin ana yapısı oluşturulur,
kulak ve gözlerden gelen sinyallerle birleştirilir ve boğaza sinyal olarak
gönderilir.
Hayvanlarda ise beyinde böyle bir bölge yoktur. Bazı papağan, muhabbet kuşu
hatta karga türlerinin konuşmaları onların ezberleme ve tekrar edebilme
yetenekleridir. Bilinçli bir konuşma söz konusu değildir. Genetik olarak insana
en yakın olan şempanzelerin bile dil ve damak yapıları nedeni ile insan gibi
konuşmaları mümkün değildir.
Dünyanın dört bir yanında farklı lisanlar konuşuluyor ama tüm bu insanlar
ağızlarında benzer sesler çıkarıyorlar. Her iki dudakları ile T' ve 'B', dudak ve
dişleri ile 'F' ve 'V, dilin ön kısmı ile 'T' ve 'D', dilin arka kısmı ile de 'K' ve 'G'
seslerini çıkarıyorlar.
Dilin ilk insanlarda, işbirliği daha doğrusu kültür ve bilgileri gelecek nesillere
aktarma ihtiyacından doğduğu sanılıyor. Günümüze kadar altı bin dil
geliştirilmiş. Dünyadaki bütün dillerin tek ortak yanı, en çok kullanılan
kelimelerin daha az sayıda harfle yazılmalarıdır. Altay dilleri ailesine giren
Türkçe'mizde bazı ilginç özellikler var. Bir kere cisimleri dişi ve erkek olarak
ayırmıyoruz, ses uyumu var ve bir ad veya fiil kökünden değişik eklerle yeni
kelimeler türetebiliyoruz.
İnsan yüzündeki kaş, göz, burun, ağız ve diğer şekillerin çok az fark
göstermelerine rağmen hepsi birleşince nasıl bir insan diğerine benzemiyorsa,
oluşumunda katkıda bulunan şeylerin çeşitliliği açısından konuşmamız da
öyledir.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz